10. X. MİŞKATÜ’L MASABİH’TEN SONRA KUR’ÂN’A GİRİŞ
Kur’ân Müslümanların rehberidir. Müslümanların ekonomik, siyasi, dini, toplumsal ve ahlâki olarak günlük yaşamları için kusursuz bir kodekstir. Onda, Allah’ın sözlü vahyi, olduğu gibi kelime kelime yazılmıştır. Kur’ân şunu kesin olarak belirtir: “Muhakkak ki o (Kur’an) âlemlerin Rabbinin indirmesidir. (Resûlüm!) Onu Rûhu’l-emîn (Cebrail) indirdi. Senin kalbine; uyarıcılardan olman için, apaçık Arapça bir dille. (Şuara 26:192-195).
Kur’ân ayetleri kutsal peygamber tarafından söylendi. Bunlar onun yüreğine Allah tarafından melek Cebrail aracılığıyla vahyedildiler. Kur’ân hadis değildir, çünkü Kur’ân peygambere kelime kelime vahyedildi, hadisler ise ona düşüncede açıklandılar. Kur’ân birden vahyedilmedi; Muhammed’in peygamber olarak etkin olduğu 23 yıl içinde – 13 yıl Mekke’de ve 10 yıl Medine’de olmak üzere – parça parça vahyedildi.
- surenin ilk ayetleri, Kadir Gecesi [Lailatul Qadr] Mekke’deki Hira Mağarası’nda, Ramazan ayının son on günü içinde, Kureyş diyalektiyle ve en iyi yazılan Arapça ile vahyedildi.
Kur’ân peygamber tarafından surelere ayrıldı. Kur’ân’da toplam 114 sure vardır; her sure Ruku adı verilen kısımlar içerir ve her Ruku birkaç ayetten oluşmuştur. Kısacası Kur’ân’da toplam 30 cüz, 114 sure, 6616 ayet, 77.943 sözcük ve 338.606 harf vardır. 86 sure Mekke’de, 28 sure de – toplam surelerin yaklaşık üçte biri – Medine’de vahyedildi. Mekke sureleri genel olarak kısadır, Medine sureleri ise uzundur. Kur’ân’ı okumayı kolaylaştırmak için Kur’ân 38 eşit bölüme ayrıldı. Bu şekilde Kur’ân yedi günde okunabilir.” (Mişkatu’l Masabih, cilt 3, s. 663, [yorum], Almanca’dan çeviri)