4. IV. DUA ANLAYIŞI
“Dua” sözcüğünü duyunca akla ne gelir? Bunun ne anlamı geldiği, hangi inançtan geldiğimize göre değişir. Bir Hindu, Müslüman, Budist, Hristiyan ve Yahudi, ait olduğu dine uygun olarak dua eder.
İnsanların büyük bir çoğunluğu bir Tanrı’ya ya da tanrısal bir güce dua eder. İnsan, tam olarak anlayamasa da, “yüksek bir gücün” olduğunu, onun her şeye gücünün yettiğini ve her şeyi bildiğini bilir.
Çok değişik türde dua etme biçimleri vardır. Belli bir biçime uymadan ya da belli bir biçimde veya içten geldiği gibi dua edilebilir. Alışkanlık duası olarak da adlandırılabilecek dua da vardır; dilek duasını da ekleyebiliriz. Tibet’te dua değirmenleri kullanılır. Değirmen döndürüldüğü zaman çıkan ses, kulağa “kutsal” bir sözcük gibi gelir.
Dua günahların bağışı için ya da bir ödül elde etmek için yapılan bir iş olarak da görülebilir. Ancak bunun tam karşıtı olarak, çocuksu dua olarak da adlandırabileceğimiz dualar da vardır. Kişi göksel Babasının kendisini tanıdığına, her şeyi bildiğine ve kendisine yanıt vereceğine inanır, buna güvenir.
Aynı şekilde duanın nasıl edileceği konusunda da değişik uygulamalar vardır. Kişi oturarak dua edebilir, eğilebilir, ayakta durabilir, yatabilir, yerde eğilebilir, ellerini kaldırabilir ve gözlerini kapatabilir. Bunların hepsi bir şeyi dile getirir. Buna rağmen yüreğimizin derinliklerinde, duanın dışsal görünüşünün sadece bir ifade biçimi olduğunu biliriz.
Hristiyan Anlayışı
Duanın hem olduğumuz gibi, hem de biraz çekinerek, ama yine de kendimizi tamamen vererek Tanrı’ya en derin şekilde yönlenmeyi gösterdiğini hepimiz biliriz. Suçlarımızı sadece Tanrı bağışlayabilir ve sadece O tapınılmaya layıktır. Tanrı’nın kendisi çarmıhta bizim günahlarımız için acı çekti.
Duanın anlamı daha büyüktür. Tanrı’dan sadece bizi değil, bütün sevdiklerimizi – ama aynı zamanda sevmekte zorlandığımız kişileri de – korumasını ve yol göstermesini isteriz. Herkesi ve her şeyi Tanrı’nın önüne getirebiliriz. “Tanrı’nın görmediği hiçbir yaratık yoktur. Kendisine hesap vereceğimiz Tanrı’nın gözü önünde her şey çıplak ve açıktır.” (İbr. 4:13). Tanrı’dan bizimle kişisel olarak konuşmasını isteriz ve O’na bunun için fırsat veririz. Tanrı, Sözü aracılığıyla bizimle konuşur.
İsa bize nasıl dua edilmesi gerektiğini göstermek için kısa bir dua örneği vermiştir:
“Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayın. Onlar, herkes kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua etmekten zevk alırlar. […]
Ama siz dua edeceğiniz zaman iç odanıza çekilip kapıyı örtün ve gizlide olan Babanız’a dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.
Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar söz kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar. Siz onlara benzemeyin! Çünkü Babanız nelere gereksinmeniz olduğunu siz daha O’ndan dilemeden önce bilir.
Bunun için siz şöyle dua edin:
‘Göklerdeki Babamız,
Adın kutsal kılınsın.
Egemenliğin gelsin.
Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de
Senin istediğin olsun.
Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver.
Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi,
Sen de bizim suçlarımızı bağışla.
Ayartılmamıza izin verme.
Bizi kötü olandan kurtar.
Çünkü egemenlik, güç ve yücelik
Sonsuzlara dek senindir! Amin.’” (Mat. 6:5-13)
Elbette bu duayı da ezberleyip anlamını düşünmeden söyleyenler olabilir. Fakat İsa bu duayı bilinçli olarak, anlamı üzerinde düğünerek okumamızı ister.
İslami Anlayış
Müslümanlar için dua, belli kurallara uymayı gerektirir. Müezzin, belli zamanlarda günde beş kere ezan okuyarak müminleri Arapça dualar okuyarak namaz kılmaya çağırır. Namaz – en azından Cuma namazı – camide kılınır, bu mümkün değilse, kişi neredeyse orada kılabilir. Namaz kılmak ergenlik yaşından itibaren bütün Müslümanlar için şarttır. Hastalar, ruhsal engelliler, uzun bir yolculuk edenler, hamileler ve bebek emziren anneler istinadır. Kaçırılan namazların sonradan kılınması gerekir.
Namaz kılmadan önce abdest almak zorunludur. Bir namaz rekatlardan oluşur, bunlarda okunacak dualar ve nasıl hareket edileceği önceden belirlenmiştir. Rekâtların sayısı günün hangi saatinde namaz kılındığına bağlı olarak değişir.
Namaz vakitleri şunlardır:
Sabah namazı (gün doğumunda) (2 rekât sünnet, 2 rekât farz)
Öğlen namazı (4 rekât sünnet, 4 rekât farz, 2 rekât son sünnet)
İkindi namazı (4 rekât sünnet, 4 rekât farz)
Akşam namazı (gün battıktan sonra) (3 rekât farz, 2 rekât sünnet)
Yassı namazı (4 rekât ilk sünnet, 4 rekât farz, 2 rekât son sünnet, 3 rekât vitr)
Kılınan namazda belli bir sırayla ve belli bir sayıda tekrarlanarak okunan dualar ve tekrarlanan cümleler şöyledir:
Allahu Ekber: Allah en büyüktür.
Subhane Rabbiyel Azim: Ey büyük Rabb’ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.
Semiallahulimen hamideh: Allah kendisine hamd edenleri işitti.
Rabbena lekel hamd: Ey Rabbımız! Her çeşit hamd ancak sanadır.
Sübhane rabbiyel ala: Ey Yüce Rabb’ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.
Sübhaneke: Allah’ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür. Senden başka ilah yoktur.
Ettehiyyatû: Dil ile, beden ve mal ile yapılan bütün ibadetler Allah’a dır. Ey Peygamber! Allah’ın selamı, rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun. Selam bizim üzerimize ve Allah’ın bütün iyi kulları üzerine olsun. Şahitlik ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur. Yine şahitlik ederim ki, Muhammed, O’nun kulu ve elçisidir.
Allâhumma Salli: Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ümmetine rahmet eyle; şerefini yücelt. İbrahim’e ve İbrahim’in ümmetine rahmet ettiğin gibi. Şüphesiz övülmeye layık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.
Allâhumme Barik: Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ümmetine hayır ve bereket ver. İbrahim’e ve İbrahim’in ümmetine verdiğin gibi. Şüphesiz övülmeye layık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.
Rabbenâ: Allah’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru.
Fatiha: Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle. Hamd o âlemlerin Rabbi, O Rahmân ve Rahim, O, din gününün maliki Allah’ın. Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti. Hidayet eyle bizi doğru yola, O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.
Euzü besmele: Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile.
Bunun dışında resmi olmayan, kişinin Allah’a kişisel olarak yaklaştığı dualar da vardır.