XI. HADİSLER NEDİR VE HANGİ AMAÇLA KULLANILIRLAR?

11. XI. HADİSLER NEDİR VE HANGİ AMAÇLA KULLANILIRLAR?

Hadisler, sözlü olarak iletilmiş, Muhammed ve kısmen de izleyicileri hakkındaki anektodların ve hikayelerin bir toplamıdır. Muhammed’in ölümünden yaklaşık 250-300 yıl sonra toplandılar ve yazıya geçirildiler.

Hadisler Kur’ân’ın altında görülür, ancak yine de çok sayıda Müslümanın günlük yaşamlarında Kur’ân’ın kendisinden daha önemli bir yere sahiptirler. Kur’ân’a karşı saygıyla yaklaşılsa da uygulamada çok az dikkat edilir. Her Müslüman namaz saatlerini, namazın ne zaman ve nasıl kılınacağını kesinlikle bilir. Aynı şekilde Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicretinde neler olduğunu, Bedir Savaşı’nı ya da Kâbe hakkındaki hikayeleri bilir. Ama cennete gitmek için ne yapmak gerektiği sorusunu muhtemelen doğru cevaplayamayacaktır.

Müslümanlar Muhammed’e sadece Kur’ân’ın değil, ayrıca Kur’ân’ın açıklamasının ve nasıl doğru yaşanması gerektiğinin de vahyedildiğine inanırlar:

“Ben [Muhammed] size iki şey bıraktım ve eğer bunlara bağlı kalırsanız ayartılmayacaksınız. Birincisi Allah’ın kitabı, diğeri ise peygamberinin sünneti.” (Mişkatu’l-Masabih I, s. 173, Almanca’dan çeviri)

Sünnet

Müminlerin Muhammed gibi yaşamaları gerekmektedir; sünnet müminlere her gerçek müminin buna uygun olarak nasıl yaşaması gerektiğini gösterir:

Ahzab 33:21: Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.

Ali imran 3:31: (Resûlüm!) De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.

Hadisler, vahiy, iman, doğru yaşam tarzı, abdest, namaz saatleri, namaz, Mekke’deki Kâbe’ye hac, ticaret, işçilerin ücretlerinin verilmesi, evlilik, aile yaşamı, boşanma, toplumda uygun davranma biçimi, cihat, Muhammed’in yaşamı gibi çok sayıda konuyu içerir.

Ama şimdi Muhammed’in izleyicilerine bırakmak istediği ikinci bakış açısına tekrar bakalım: Tefsir, Kur’ân’ın açıklaması ve yorumudur. Daha Muhammed’in ilk izleyicileri aralarında Kur’ân’ın hadisler olmadan anlaşılamayacağını konuşmuşlardı.

“Aramızdan bazıları birbirlerine hadis hikayeleri anlattılar. Birisi şöyle dei: “Bu kadar yeter! Bunun yerine Allah’ın kitabıyla ilgilenin!” Bunun üzerine İmran ibn Hüseyin şöyle dedi: “Sen bir ahmaksın! Allah’ın kitabında namazın nasıl kılınacağına dair ayrıntıları bulabilir misin? Kur’ân bunlardan sadece biraz bahseder. Ayrıntıları açıklayan sünnettir [Muhammed’in örneği]!” (al-Hamda’dan L’tibar, Almanca’dan çeviri).

Şeriat

Şeriat, İslami dünyanın kendine hukuk temeli olarak aldığı yasadır. Kur’ân’ın ve hadislerin öğretisine dayanır. İslam hukuk ilmi, bu konuya burada sadece bir değinmek için bile çok karmaşıktır. Ancak, İslami şeriat kurallarının ilk yıllarında, coğrafi olarak birbirlerinden uzakta yaşamış dört hukukçudan bahsetmek gerekir. Bunlar esas olarak birbirine çok benzeyen şeriat kuralları oluşturmuşlardır ve bugün bile etkide bulundukları bölgelerde kullanılmaktadırlar:

Ebu Hanife, d. 702, Kufe (Orta Asya ve Hindistan’da uygulanırlar.)

İbn Malik, d. 718, Medine (Kuzey Afrika’da uygulanırlar.)

Aş-Şafi, d. 772, Gazze (Günay Arabistan, Doğu Afrika, Güneydoğu Asya’da uygulanırlar.)

İbn Hanbal, d. 786. Bağdat (Arabistan’da uygulanırlar.)

Hadislerin Toplanması ve Güvenilirliği

Tanınmış altı Müslüman din alimi yüzbinlerce hadisten hadis kitapları oluşturdular. Bunlar “sahih kitaplar” (sihahu’s sittah) olarak adlandırılırlar. Bunlar şu kitaplardır:

  1. Sahih-i Buhari: Bu hadisler İmam Muhammed ibn İsmail al-Buhari (MS 810-870) tarafından toplanmıştır ve hadis kitapları içinde en üst düzeydedir. Yetkisi açısında Kur’ân’dan sonra ikinci sıradadır. Sözle iletilmiş aslen 600.000 adet olan hadislerden, güvenilir olduğunu düşündüğü yaklaşık 7200 tanesini seçmiştir.
  2. Sahih-i Müslim: Buhari’nin bir öğrencisi olan Müslim ibn al-Hacac (MS 821-875) tarafından toplanmıştır. Toplam 7500 adet hadisten oluşur.
  3. Sunan Ebu Davud: Ebu Davud Süleyman (MS 917-998) yaklaşık 5000 adet hadis toplamıştır.
  4. Sunan at-Tirmidi: Muhammed ibn İsa at-Tirmidi (MS 824-892) tarafından toplanmış hadislerdir.
  5. Kitab as-Sunan al-kübra (Sunan an-Nasa olarak da bilinir): Ahmed al-Nasai (MS 829-915) tarafından toplanmış hadislerdir.
  6. Kitab as-Sunan: İbn Maca, diğer adıyla Ebu Abdullah Muhammed b. Yezid b. Mağa ar-Rab’i al-Qazwini (MS 824-887) tarafından toplanmış hadislerdir.
  7. Muvatta ibn Malik: Tanınmış hukukçu İmam Malik (ö. 795) tarafından toplanmış hadislerdir; toplam 1.720 hadisten oluşur.

Yukarıda altı yerine yedi hadis kitabının adı yazılmıştır; çünkü son ikisinden hangisinin ilk altı arasında sayılacağına dair anlaşmazlık vardır. İlk iki sırada yer alanların yüksek bir saygınlığı vardır. Bunlara ek olarak altı Sihahu’s-Sittah kitabından seçilmiş hadislerden oluşan bir kitap da oluşturulmuştur. Bu Mişkat-ul Masabih’tir.  Katib al-Tebrizi (1340 ya da 1341) tarafından oluşturulmuştur ve Bagavi’nin (1044-1122) toplamış olduğu hadislere dayanır. Bunlara 1500 tane daha hadis eklenmiş ve hadisleri ileten kişilerin adlarını da yazmıştır (isnad).

İsnad

Her bir hadisin güvenilirliğini ve inanılırlığını test etmek için Katib al-Tebrizi tarafından hadisleri ileten kişilerin adları da eklenmiştir (isnad). Bir hadisin güvenilirliğini kanıtlamak için hadisin, kendisini ileten kişilerin listesini de içermesi gerekliydi. Bu liste, iki ya da üç yüz yıl boyunca hadisleri sözlü olarak ileten kişilerin adlarından oluşuyordu. Böylece bir hadisin güvenilirliği, çoktan ölmüş olan, onu ileten kişilerin bütünlüğüne bağlı oluyordu. Bir isnad hadis metninden önce gelir ve “A’ya (genellikle sahabilerden biri) dayanarak B’nin, B’ye dayanarak C’nin, C’ye dayanarak D’nin bana anlattığına göre Hz. Muhammed demiştir ki…” biçiminde ifade edilir (bundan daha uzun bir liste de olabilir).

Ancak isnad ile desteklenmiş olan hadislerden bazılarının, özellikle İslamiyet’in ilk yıllarında belli bir öğretiyi haklı çıkarmak için değiştirilmiş oldukları ortaya çıkarılmıştır.

Son 50 yıl içinde bazı Müslüman grupları, anlaşılabilen nedenlerden dolayı hadislere karşı mesafeli durmaya başlamıştır. Aşağıdaki gibi hadisleri okuyunca bu mesafeli duruşu anlamak mümkündür:

“Ebu Hüreyre’nin (ra) bildirdiğine göre Allah’ın Peygamberi (sav) şöyle dedi: ‘Eğer mutfak kaplarınızdan birine bir sinek düşerse, onu kabın dibine batırın, çünkü sineğin bir kanadında hastalık vardır, diğerinde ise şifa. Bu nedenle onu en dibe batırın!’” (Mişkatu’l l’Masabih II, s. 152, Almanca’dan çeviri)

“İbn Abbas (ra) Allah’ın Resulünün (sav) şöyle dediğini söyledi: ‘İçinizden biri yemek yerse, ellerini yalamadan ya da başkasına yalatmadan önce ellerini yıkamasın.’” (Sahih-i Müslim III, s. 1119-1120, Almanca’dan çeviri)

An-Nawawi’nin Sharah Sahih Muslim (cilt I) adlı kitabında belirttiğine göre, Müslümanlarca güvenilir olarak adlandırılan Buhari’nin ve Müslim’in güvenilir hadisleri seçme kriterleri birbirinden farklıdır. Buna göre Müslim, Buhari tarafından güvenilmez görülen hadisleri almış, ya da tam tersi olmuştur. (Goldsack, 1919)

BAZI HADİSLER TİPİK ÖRNEKLER OLMA HİZMETİNİ GÖRÜRLER

Abdest Almak Hakkında

Osman İbn Affan’ın (ra) [üçüncü halife] bir hadisi: “Bir keresinde kendisine abdest almak için su getirilmesini istedi. Ellerini üç kere yıkadı; sonra ağzını ve burnunu yıkadı. Sonra yüzünü üç kere yıkadı, ardından sağ kolunu dirseğine kadar ve sol kolunu dirseğine kadar yıkadı. Onları üç kere yıkadı; sonra başını meshetti, ardından da önce sağ ayağını, sonra sol ayağını ayak bileğine kadar yıkadı. Son olarak: ‘Allah’ın Resulünü (sav) benim yaptığım gibi abdest alırken gördüm. Sonra da şöyle dediğini duydum: ‘Kim benim yaptığım gibi abdest alır ve ardından aklında başka şeyleri düşünmeden iki rekât namaz kılarsa, bütün geçmiş günahları silinir’” (Sahih Müslim, 1995-2017, 3. bölüm, hadis 331, Almanca’dan çeviri).

En İyi Ameller (işler) Hakkında

Abdullah bildirdi: “Peygambere (sav) sordum: ‘Her şeye gücü yeten yüce Allah en çok hangi ameli sever?’ Peygamber (sav) şöyle dedi: ‘Namazı vaktinde kılmayı!’ Ben yine sordum: ‘Sonra hangisini?’ Şöyle cevap verdi: ‘Anne babalara karşı iyi davranmayı!’ Ben yine sordum: ‘Sonra hangisini?’ Şöyle dedi: ‘Allah’ın yolunda cihat etmeyi!’ Bunu söyledi ve eğer ben ona daha fazla sormuş olsaydım, bundan daha fazlasını anlatırdı.” (Sahih-i Buhari, 71. bölüm, hadis nr. 5970, Almanca’dan çeviri)

Kâbe’de Tapınmak Hakkında

Abes-b-Rabiah söyledi: “Ömer’i [ikinci halife] siyah taşı [Bu taş, İslam’ın en kutsal eşyası olarak Kâbe’nin bir köşesine konmuştur] öperken ve şöyle derken gördüm: ‘Aslında, hiçbir yararı ya da kötülüğü dokunamayacak, basit bir taş olduğunu biliyorum. Peygamberin seni öptüğünü görmeseydim, asla seni öpmezdim.’” (Mişkatu’l-Masabih III, s. 604, Almanca’dan çeviri)

Okült Dünyayla İlişki Hakkında

“Yahya, Malik’ten, Humayd ibn Qays al-Makki’nin şöyle dediğini duydu: ‘Birisi Cafer ibn Abi Talib’in iki oğluyla Allah’ın Peygamberine (sav) geldi. Peygamber onların süt ninesine sordu: ‘Neden o kadar zayıf görünüyorlar?’ Süt nine cevap verdi: ‘Allah’ın Peygamberi, çabucak nazar oluyorlar. Onlara hemen bir nazarlık hazırlatırdık ama senin buna ne diyeceğini bilmiyoruz.’ Allah’ın Peygamberi (sav) şöyle dedi: ‘Onlar için nazarlık yap.’” (l-Muwatta, hadis 50.3, Almanca’dan çeviri)

Hırsızlığın Cezası Hakkında

“Abd Hüreyre Allah’ın Peygamberinin (sav) şöyle dediğini bildirdi: ‘Allah’ın lâneti bir yumurta çalan kişinin üstüne olsun, bunun için çalan eli kesilsin veya bir parça ip çalan kişinin eli kesilsin.” (Sahih Müslim II, s. 90, Almanca’dan çeviri)

Resim Yapmak Hakkında

“Resim yapan herkes ateşe atılsın. Allah, yaptığı her resim için onu bu nedenle cehennemde cezalandıracak birini bulmuştur.” (İbn Abbas’ın hadisi, Almanca’dan çeviri)