30. KUTSAL KİTAP’IN TANRI SÖZÜ OLDUĞUNU GÖSTEREN İŞARETLER

30. KUTSAL KİTAP’IN TANRI SÖZÜ OLDUĞUNU GÖSTEREN İŞARETLER

[Açıkça anlatılmış, belli olaylar önceden söyleniyor ve yüz yıllar sonra, yanlış anlamaya fırsat vermeyecek şekilde gerçekleşiyorlarsa, bunların tanrısal kökenli oldukları kesindir.]

ESKİ ANTLAŞMA PEYGAMBERLİKLERİNİN GERÇEKLEŞMESİ

Tanrı’nın gücü ve inanılırlığı bu sayede kanıtlanmış olur

Amos 3:7: Gerçek şu ki, Egemen RAB kulu peygamberlere Sırrını açmadıkça bir şey yapmaz.

Yeş. 42:9: Bakın, önceden bildirdiklerim gerçekleşti. Şimdi de yenilerini bildiriyorum; Bunlar ortaya çıkmadan önce size duyuruyorum.››

Yeş. 44:6, 8: RAB, İsrail’in Kralı ve Kurtarıcısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, “İlk ve son benim, benden başka Tanrı yoktur. […] Yılmayın, korkmayın! Size çok önceden beri söyleyip açıklamadım mı? Tanıklarım sizsiniz. Benden başka Tanrı var mı? Hayır, başka Kaya yok; ben bir başkasını bilmiyorum.”

Yeş. 46:9-10: Çok önceden beri olup bitenleri anımsayın. Çünkü Tanrı benim, başkası yok. Tanrı benim, benzerim yok. Sonu ta başlangıçtan, Henüz olmamış olayları çok önceden bildiren, “Tasarım gerçekleşecek, İstediğim her şeyi yapacağım” diyen benim.

  • Yeşaya peygamberin diğer peygamberlikleri: Yeş. 41:21-24; 43:9-12; 45:20-24; 48:3-6.

Kutsal Kitap’taki, dünya tarihinde bir kez olan olaylar ve bunların gerçekleşmesine dair peygamberliklere örnekler

[Tanrı Musa aracılığıyla İsrail halkını çok bereketleyeceğini, ama imanlarından saparlarsa ve putperestlik yaparlarsa onları lânetleyeceğini hatta öleceklerini bildirir. Tanrı Yeruşalim’in ve tapınağın yerle bir oluşunu, Yahudilerin birçok değişik ülkeye dağılacaklarını ve daha sonra tekrar ülkelerine geri döneceklerini önceden söyledi. Yahudi halkının tarihini az olsun bilen biri, başka hiçbir halkın başına gelmemiş olan bu olayların Yahudilerin başına geldiğini fark edecektir. Ancak Tanrı’nın İsrail halkıyla olan işi henüz bitmedi. Günümüzdeki gelişmeler bunu göstermektedir.]

İSRAİL HALKININ BABİL’E SÜRGÜNE GÖNDERLECEĞİNE DAİR PEYGAMBERLİK

Yas. Tek. 28:1, 15: [Musa yaklaşık MÖ 1520-1400 yıllarında yaşadı.]: “Eğer Tanrınız RAB’bin sözünü iyice dinler ve bugün size ilettiğim bütün buyruklarına uyarsanız, Tanrınız RAB sizi yeryüzündeki bütün uluslardan üstün kılacaktır. (…) Ama Tanrınız RAB’bin sözünü dinlemez, bugün size ilettiğim buyrukların, kuralların hepsine uymazsanız, şu lanetler üzerinize gelecek ve size ulaşacak…”

YAHUDİLERİN DÜNYA ÜLKELERİNE DAĞITILACAKLARINA DAİR PEYGAMBERLİK

Yas. Tek. 28:49-52 ve 58-61: “RAB uzaktan, dünyanın öbür ucundan bir ulusu -dilini bilmediğiniz bir ulusu, yaşlılara saygı, küçüklere sevgi beslemeyen acımasız bir ulusu- birden çullanan bir kartal gibi başınıza getirecek. Siz yok oluncaya dek hayvanlarınızın yavrularını, toprağınızın ürününü yiyip bitirecekler. Size ne tahıl, ne şarap, ne zeytinyağı, ne sığırlarınızın buzağılarını, ne de sürülerinizin kuzularını bırakacaklar; ta ki, siz ortadan kalkıncaya dek. Güvendiğiniz yüksek, dayanıklı surlar yerle bir oluncaya dek ülkenizdeki bütün kentlerde sizi kuşatacaklar. Tanrınız RAB’bin size verdiği ülkedeki bütün kentleri kuşatacaklar. (…) Bu kitapta yazılı yasanın bütün sözlerine uymaz, Tanrınız RAB’bin yüce ve heybetli adından korkmazsanız, RAB sizi ve soyunuzu korkunç belalarla, büyük ve sürekli belalarla, ağır, iyileşmez hastalıklarla vuracak. Sizi ürküten Mısır’ın bütün hastalıklarını yeniden başınıza getirecek; size yapışacaklar. Siz yok oluncaya dek RAB bu Yasa Kitabı’nda yazılmamış her türlü hastalığı ve belayı da başınıza getirecek.”

Yas. Tek. 30:1-3: “Bütün bu olaylar -önünüze serdiğim kutsama ve lanetler- başınıza geldiğinde, Tanrınız RAB’bin sizi dağıttığı uluslar arasında bunları anımsayacaksınız. Bugün size ilettiğim buyruklar uyarınca siz ve çocuklarınız Tanrınız RAB’be döner, bütün yüreğinizle, bütün canınızla O’na uyarsanız, Tanrınız RAB size acıyacak, sizi sürgünden geri getirecek. Sizi dağıttığı ulusların arasından yeniden toplayacak.”

YAHUDİLERİN DAĞILDIKLARI ÜLKELERDEN TEKRAR GERİ GELECEKLERİNE DAİR PEYGAMBERLİK

[Bu 1945 yılından itibaren gerçekleşmeye başladı.]

Yas. Tek. 30:3-8: Tanrınız RAB size acıyacak, sizi sürgünden geri getirecek. Sizi dağıttığı ulusların arasından yeniden toplayacak. Dünyanın öbür ucuna sürülmüş olsanız bile, Tanrınız RAB sizleri toplayıp geri getirecek. Sizi atalarınızın mülk edindiği ülkeye ulaştıracak. Orayı miras alacaksınız. Tanrınız RAB üzerinize iyilik getirecek ve sizi atalarınızdan daha çok çoğaltacak. Sizin ve çocuklarınızın yüreğini değiştirecek1. Öyle ki, O’nu bütün yüreğinizle, bütün canınızla sevesiniz ve yaşayasınız. Tanrınız RAB bütün bu lanetleri sizden nefret edenlerin, size baskı yapan düşmanlarınızın üzerine yağdıracak. Siz yine RAB’bin sözüne kulak verecek, bugün size ilettiğim buyrukların hepsine uyacaksınız.

Hez. 37:21-23, 28: Onlara de ki, “Egemen RAB şöyle diyor: İsrailliler’i gittikleri ulusların içinden alacağım. Onları her yerden toplayıp ülkelerine geri getireceğim. Onları ülkede, İsrail dağları üzerinde tek bir ulus yapacağım. Hepsinin tek kralı olacak. Artık iki ayrı ulus olmayacaklar, iki krallığa bölünmeyecekler. Artık putlarıyla, iğrenç uygulamalarıyla, isyanlarıyla kendilerini kirletmeyecekler. Onları yerleştikleri, içinde günah işledikleri yerlerden kurtarıp arındıracağım. Onlar halkım olacak, ben de onların Tanrısı olacağım. […] Tapınağım sonsuza dek onların arasında oldukça uluslar İsrail’i kutsal kılanın ben RAB olduğumu anlayacaklar.”

Yer. 31:31-33: “İsrail halkıyla ve Yahuda halkıyla yeni bir antlaşma yapacağım günler geliyor” diyor RAB, “Atalarını Mısır’dan çıkarmak için ellerinden tuttuğum gün onlarla yaptığım antlaşmaya benzemeyecek. Onların kocası olmama karşın, bozdular o antlaşmamı” diyor RAB. “Ama o günlerden sonra İsrail halkıyla yapacağım antlaşma şudur” diyor RAB, “Yasamı içlerine yerleştirecek, yüreklerine yazacağım. Ben onların Tanrısı olacağım, onlar da benim halkım olacak.”

  • Ayrıca: Hez. 36:20-36; Yer. 31:8-12.

İsa’nın doğumu hakkında gerçekleşmiş peygamberlikler

İSA’NIN BAKİREDEN DOĞACAĞI KONUSUNDA PEYGAMBERLİK

Yeş. 7:14: Bundan ötürü Rab’bin kendisi size bir belirti verecek: İşte, kız gebe kalıp bir oğul doğuracak; adını İmmanuel2 koyacak.

  • PEYGAMBERLİĞİN GERÇEKLEŞMESİ

Mat. 1:18-2:1-2: İsa Mesih’in doğumu şöyle oldu: Annesi Meryem, Yusuf’la nişanlıydı. Ama birlikte olmalarından önce Meryem’in Kutsal Ruh’tan gebe olduğu anlaşıldı. Nişanlısı Yusuf, doğru bir adam olduğu ve onu herkesin önünde utandırmak istemediği için ondan sessizce ayrılmak niyetindeydi. Ama böyle düşünmesi üzerine Rab’bin bir meleği rüyada ona görünerek şöyle dedi: “Davut oğlu Yusuf, Meryem’i kendine eş olarak almaktan korkma. Çünkü onun rahminde oluşan, Kutsal Ruh’tandır. Meryem bir oğul doğuracak. Adını İsa koyacaksın. Çünkü halkını günahlarından O kurtaracak.” Bütün bunlar, Rab’bin peygamber aracılığıyla bildirdiği şu söz yerine gelsin diye oldu: “İşte, kız gebe kalıp bir oğul doğuracak; adını İmmanuel koyacaklar.” İmmanuel, Tanrı bizimle demektir. Yusuf uyanınca Rab’bin meleğinin buyruğuna uydu ve Meryem’i eş olarak yanına aldı. Ama oğlunu doğuruncaya dek Yusuf ona dokunmadı. Doğan çocuğun adını İsa koydu.

İsa’nın Kral Hirodes devrinde Yahudiye’nin Beytlehem Kenti’nde doğmasından sonra bazı yıldızbilimciler doğudan Yeruşalim’e gelip şöyle dediler: “Yahudiler’in Kralı olarak doğan çocuk nerede? Doğuda O’nun yıldızını gördük ve O’na tapınmaya geldik.”

İSA’NIN BEYTLEHEM’DE DOĞACAĞINA DAİR MİKA’NIN PEYGAMBERLİĞİ

Mika 5:1: [Yaklaşık MÖ 740-700] Ey ordular kenti, şimdi ordularını topla. Çevremizi sardılar, İsrail’i yönetenin yanağına değnekle vuracaklar.

  • PEYGAMBERLİĞİN GERÇEKLEŞMESİ

Mat. 2:1-5: İsa’nın Kral Hirodes devrinde Yahudiye’nin Beytlehem Kenti’nde doğmasından sonra bazı yıldızbilimciler doğudan Yeruşalim’e gelip şöyle dediler: “Yahudiler’in Kralı olarak doğan çocuk nerede? Doğuda O’nun yıldızını gördük ve O’na tapınmaya geldik.” Kral Hirodes bunu duyunca kendisi de bütün Yeruşalim halkı da tedirgin oldu. Bütün başkâhinleri ve halkın din bilginlerini toplayarak onlara Mesih’in nerede doğacağını sordu.  “Yahudiye’nin Beytlehem Kenti’nde” dediler.

Luka 2:1: O günlerde Sezar Avgustus bütün Roma dünyasında bir nüfus sayımının yapılması için buyruk çıkardı.

İSA MESİH’İN NE ZAMAN GELECEĞİNE DAİR PEYGAMBERLİK

Dan. 9:20-26: [MÖ 605-539 civarında, Yahudiler Babil’de, 70 yıl sürecek sürgündeyken] Ben daha konuşup dua ederken, günahımı ve halkım İsrail’in günahını açıkça kabul edip Tanrım’ın kutsal dağı için Tanrım RAB’be dilekte bulunurken, daha dua ediyorken, önceden görümde gördüğüm adam -Cebrail- akşam sunusu saatinde hızla uçarak yanıma geldi. “Daniel, sana anlayış vermek için [Daniel’in Yeremya’da okuduğu RAB’in bir sözü hakkında] geldim” diye açıkladı, “Sen Tanrı’ya yalvarmaya başlar başlamaz, duan yanıtlandı; bunu bildirmeye geldim. Çünkü sen çok sevilen birisin. Bu nedenle sözün anlamını kavra ve görümü anla: Başkaldırıyı ortadan kaldırmak, günaha son vermek, suçu bağışlatmak, sonsuza dek kalıcı doğruluğu sağlamak, görüm ve peygamberliği mühürlemek, En Kutsal’ı meshetmek için senin halkına ve kutsal kentine yetmiş hafta kadar zaman saptanmıştır. Şunu bil ve anla: Yeruşalim’i yeniden kurmak için buyruğun verilmesinden, meshedilmiş olan önderin gelişine dek yedi hafta geçecek. Altmış iki hafta içinde Yeruşalim yeniden sokaklarla, hendeklerle kurulacak. Ancak bu sıkıntılı zamanlarda olacak. Bu altmış iki hafta sonunda meshedilmiş olan öldürülecek ve onu destekleyen olmayacak. Gelecek önderin halkı, kenti ve kutsal yeri yerle bir edecek. Sonu tufanla olacak: Savaş sona dek sürecek. Yıkımların da olacağı kararlaştırıldı.”

  • PEYGAMBERLİĞİN GERÇEKLEŞMESİ

Gal. 4:4-5: Ama zaman dolunca Tanrı, Yasa altında olanları özgürlüğe kavuşturmak için kadından doğan, Yasa altında doğan öz Oğlu’nu gönderdi. Öyle ki, bizler oğulluk hakkını alalım.

  • Ek VII’de 70 Haftanın Sırrı açıklamıştır.

İSA’NIN BİR SIPANIN ÜSTÜNDE YERUŞALİM’E GİRECEĞİ ÖNCEDEN BİLDİRİLDİ

Zek. 9:9 [yaklaşık MÖ. 520-480]: Ey Siyon kızı, sevinçle coş! Sevinç çığlıkları at, ey Yeruşalim kızı! İşte kralın! O adil kurtarıcı ve alçakgönüllüdür. Eşeğe, evet, sıpaya, Eşek yavrusuna binmiş sana geliyor!

  • ZEKERİYA’NIN PEYGAMBERLİĞİNİN GERÇEKLEŞMESİ

Mat. 21:1-9: Yeruşalim’e yaklaşıp Zeytin Dağı’nın yamacındaki Beytfaci Köyü’ne geldiklerinde İsa, iki öğrencisini önden gönderdi. Onlara, “Karşınızdaki köye gidin” dedi, “Hemen orada bağlı bir dişi eşek ve yanında bir sıpa bulacaksınız. Onları çözüp bana getirin. Size bir şey diyen olursa, ‹Rab’bin bunlara ihtiyacı var, hemen geri gönderecek› dersiniz.” Bu olay, peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu: “Siyon kızına deyin ki, ‘İşte, alçakgönüllü Kralın, Eşeğe, evet sıpaya, Eşek yavrusuna binmiş Sana geliyor.’” Öğrenciler gidip İsa’nın kendilerine buyurduğu gibi yaptılar. Eşekle sıpayı getirip üzerlerine giysilerini yaydılar, İsa sıpaya bindi. Halkın büyük bir bölümü giysilerini yolun üzerine serdi. Bazıları da ağaçlardan dal kesip yola seriyordu. Önden giden ve arkadan gelen kalabalıklar şöyle bağırıyorlardı: “Davut Oğlu’na hozana! Rab’bin adıyla gelene övgüler olsun, En yücelerde hozana!”

  • Ayrıca: Mark. 11:1-11.

İSA’NIN ELE VERİLECEĞİNE DAİR PEYGAMBERLİK

Zek. 11:12-13: [Yaklaşık MÖ 520-480] Onlara, “Uygun görürseniz ücretimi ödeyin, yoksa boş verin” dedim. Onlar da ücret olarak bana otuz gümüş verdiler. RAB bana, “Çömlekçiye at” dedi. Böylece bana biçtikleri yüksek değerin karşılığı olan otuz gümüşü alıp RAB’bin Tapınağı’ndaki çömlekçiye attım.

  • PEYGAMBERLİĞİN GERÇEKLEŞMESİ

Mat. 26:14-15: O sırada Onikiler’den biri -adı Yahuda İskariot olanı- başkâhinlere giderek, “O’nu ele verirsem bana ne verirsiniz?” dedi. Otuz gümüş tartıp ona verdiler. Yahuda o andan itibaren İsa’yı ele vermek için fırsat kollamaya başladı.

Mark. 14:10-11, 17-21, 43-45: Bu arada Onikiler’den biri olan Yahuda İskariot, İsa’yı ele vermek amacıyla başkâhinlerin yanına gitti. Onlar bunu işitince sevindiler, Yahuda’ya para vermeyi vaat ettiler. O da İsa’yı ele vermek için fırsat kollamaya başladı. […] Akşam olunca İsa Onikiler’le birlikte geldi. Sofraya oturmuş yemek yerlerken İsa, “Size doğrusunu söyleyeyim” dedi, “Sizden biri, benimle yemek yiyen biri bana ihanet edecek.”  Onlar da kederlenerek birer birer kendisine, “Beni demek istemedin ya?” diye sormaya başladılar. İsa onlara, “Onikiler’den biridir, ekmeğini benimle birlikte sahana batırandır” dedi. “Evet, İnsanoğlu kendisi için yazılmış olduğu gibi gidiyor, ama İnsanoğlu’na ihanet edenin vay haline! O adam hiç doğmamış olsaydı, kendisi için daha iyi olurdu.” […] Tam o anda, İsa daha konuşurken, Onikiler’den biri olan Yahuda çıkageldi. Yanında başkâhinler, din bilginleri ve ileri gelenler tarafından gönderilmiş kılıçlı sopalı bir kalabalık vardı.  İsa’ya ihanet eden Yahuda, “Kimi öpersem, İsa O’dur. O’nu tutuklayın, güvenlik altına alıp götürün” diye onlarla sözleşmişti. Gelir gelmez İsa’ya yaklaştı, “Rabbî” diyerek O’nu öptü.

Mat. 27:3-6: İsa’ya ihanet eden Yahuda, O’nun mahkûm edildiğini görünce yaptığına pişman oldu. Otuz gümüşü başkâhinlere ve ileri gelenlere geri götürdü. “Ben suçsuz birini ele vermekle günah işledim” dedi. Onlar ise, “Bundan bize ne? Onu sen düşün” dediler. Yahuda paraları tapınağın içine fırlatarak oradan ayrıldı, gidip kendini astı. Paraları toplayan başkâhinler, “Kan bedeli olan bu paraları tapınağın hazinesine koymak doğru olmaz” dediler.

İSA MESİH’İN AŞAĞILANIP ÖLDÜRÜLECEĞİNE DAİR PEYGAMBERLİK

Yeş. 50:6-8 [Yaklaşık MÖ 750-685]: Bana vuranlara sırtımı açtım, yanaklarımı uzattım sakalımı yolanlara. Aşağılamalardan, tükürükten yüzümü gizlemedim. Egemen RAB bana yardım ettiği için utanç duymam. Kararımdan dönmem, utandırılmayacağımı bilirim. Beni haklı çıkaran yakınımda. Benden davacı olan kim, yüzleşelim, kimdir hasmım, karşıma çıksın.

Yeş. 53:1-8: Verdiğimiz habere kim inandı? RAB’bin gücü kime açıklandı? O RAB’bin önünde bir fidan gibi, kurak yerdeki kök gibi büyüdü. Bakılacak biçimden, güzellikten yoksundu. Gönlümüzü çeken bir görünüşü de yoktu. İnsanlarca hor görüldü, yapayalnız bırakıldı. Acılar adamıydı, hastalığı yakından tanıdı. İnsanların yüz çevirdiği biri gibi hor görüldü, O’na değer vermedik. Aslında hastalıklarımızı o üstlendi, acılarımızı o yüklendi. Bizse Tanrı tarafından cezalandırıldığını, vurulup ezildiğini sandık. Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi, bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti. Esenliğimiz için gerekli olan ceza O’na verildi. Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk. Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık, her birimiz kendi yoluna döndü. Yine de RAB hepimizin cezasını ona yükledi. O baskı görüp eziyet çektiyse de ağzını açmadı. Kesime götürülen kuzu gibi, kırkıcıların önünde sessizce duran koyun gibi açmadı ağzını. Acımasızca yargılanıp ölüme götürüldü. Halkımın isyanı ve hak ettiği ceza yüzünden yaşayanlar diyarından atıldı. O’nun kuşağından bunu düşünen oldu mu?

Mezm. 22:2, 7-8, 14-18: [yaklaşık MÖ 1000] Ey Tanrım, gündüz sesleniyorum, yanıt vermiyorsun, gece sesleniyorum, yine rahat yok bana. […] Beni gören herkes alay ediyor, sırıtıp baş sallayarak diyorlar ki, “Sırtını RAB’be dayadı, kurtarsın bakalım onu, madem onu seviyor, yardım etsin!” […] Su gibi dökülüyorum, kemiklerim oynaklarından çıkıyor; yüreğim balmumu gibi içimde eriyor. Gücüm çömlek parçası gibi kurudu, dilim damağıma yapışıyor; beni ölüm toprağına yatırdın. Köpekler kuşatıyor beni, kötüler sürüsü çevremi sarıyor, ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.

  • PEYGAMBERLİĞİN GERÇEKLEŞMESİ

Mat. 26:63-65: İsa susmaya devam etti. Başkâhin ise O’na, “Yaşayan Tanrı adına ant içmeni buyuruyorum, söyle bize, Tanrı’nın Oğlu Mesih sen misin?” dedi. İsa, “Söylediğin gibidir” karşılığını verdi. “Üstelik size şunu söyleyeyim, bundan sonra İnsanoğlu’nun, Kudretli Olan’ın sağında oturduğunu ve göğün bulutları üzerinde geldiğini göreceksiniz.” Bunun üzerine başkâhin giysilerini yırtarak, “Tanrı’ya küfretti!” dedi. “Artık tanıklara ne ihtiyacımız var? İşte küfürü işittiniz.”

Yuh. 19:2-24: Askerler de dikenlerden bir taç örüp O’nun başına geçirdiler. Sonra O’na mor bir kaftan giydirdiler. Önüne geliyor, “Selam, ey Yahudiler’in Kralı!” diyor, yüzüne tokat atıyorlardı. Pilatus [İsraili yöneten Romalı vali] yine dışarı çıktı. Yahudiler’e, “İşte, O’nu dışarıya, size getiriyorum. O’nda hiçbir suç bulmadığımı bilesiniz” dedi. Böylece İsa, başındaki dikenli taç ve üzerindeki mor kaftanla dışarı çıktı. Pilatus onlara, “İşte o adam!” dedi. Başkâhinler ve görevliler İsa’yı görünce, “Çarmıha ger, çarmıha ger!” diye bağrıştılar. Pilatus, “O’nu siz alıp çarmıha gerin!” dedi. “Ben O’nda bir suç bulamıyorum!”  Yahudiler şu karşılığı verdiler: “Bizim bir yasamız var, bu yasaya göre O’nun ölmesi gerekir. Çünkü kendisinin Tanrı Oğlu olduğunu ileri sürüyor.” Pilatus bu sözü işitince daha çok korktu. Yine vali konağına girip İsa’ya, “Sen nereden geliyorsun?” diye sordu. İsa ona yanıt vermedi. Pilatus, “Benimle konuşmayacak mısın?” dedi. “Seni salıvermeye de, çarmıha germeye de yetkim olduğunu bilmiyor musun?”  İsa, “Sana gökten verilmeseydi, benim üzerimde hiçbir yetkin olmazdı” diye karşılık verdi. “Bu nedenle beni sana teslim edenin günahı daha büyüktür.”  Bunun üzerine Pilatus İsa’yı salıvermek istedi. Ama Yahudiler, “Bu adamı salıverirsen, Sezar’ın dostu değilsin!” diye bağrıştılar. “Kral olduğunu ileri süren herkes Sezar’a karşı gelmiş olur.” Pilatus bu sözleri işitince İsa’yı dışarı çıkardı. Taş Döşeme -İbranice’de Gabbata- denilen yerde yargı kürsüsüne oturdu. Fısıh Bayramı’na Hazırlık Günü’ydü. Saat on iki sularıydı. Pilatus Yahudiler’e, “İşte, sizin Kralınız!” dedi. Onlar, “Yok et O’nu! Yok et, çarmıha ger!” diye bağrıştılar. Pilatus, “Kralınızı mı çarmıha gereyim?” diye sordu. Başkâhinler, “Sezar’dan başka kralımız yok!” karşılığını verdiler. Bunun üzerine Pilatus İsa’yı, çarmıha gerilmek üzere onlara teslim etti. Askerler İsa’yı alıp götürdüler. İsa çarmıhını kendisi taşıyıp Kafatası -İbranice’de Golgota- denilen yere çıktı. Orada O’nu ve iki kişiyi daha çarmıha gerdiler. Biri bir yanda, öbürü öteki yanda, İsa ise ortadaydı. Pilatus bir de yafta yazıp çarmıhın üzerine astırdı. Yaftada şöyle yazılıydı: İsa’nın çarmıha gerildiği yer kente yakındı. Böylece İbranice, Latince ve Grekçe yazılan bu yaftayı Yahudiler’in birçoğu okudu.  Bu yüzden Yahudi başkâhinler Pilatus’a, “’Yahudiler’in Kralı’ diye yazma” dediler. “Kendisi, ‘Ben Yahudiler’in Kralı’yım dedi’ diye yaz.”  Pilatus, “Ne yazdımsa yazdım” karşılığını verdi. Askerler İsa’yı çarmıha gerdikten sonra giysilerini alıp her birine birer pay düşecek biçimde dört parçaya böldüler. Mintanını da aldılar. Mintan boydan boya tek parça dikişsiz bir dokumaydı. Birbirlerine, “Bunu yırtmayalım” dediler, “Kime düşecek diye kura çekelim.” Bu olay, şu Kutsal Yazı yerine gelsin diye oldu: “Giysilerimi aralarında paylaştılar, elbisem üzerine kura çektiler.” Bunları askerler yaptı.

Yuh. 19:28-30: Daha sonra İsa, her şeyin artık tamamlandığını bilerek Kutsal Yazı yerine gelsin diye, “Susadım!” dedi.  Orada ekşi şarap dolu bir kap vardı. Şaraba batırılmış bir süngeri mercanköşk dalına takarak O’nun ağzına uzattılar. İsa şarabı tadınca, “Tamamlandı!” dedi ve başını eğerek ruhunu teslim etti.

İSA’NIN ÖLÜMDEN DİRİLECEĞİNE DAİR PEYGAMBERLİK

Mezm. 16:10 [Kral Davut’un peygamberliği, yaklaşık MÖ 1000 yılı]: Çünkü sen beni ölüler diyarına terk etmezsin, Sadık kulunun çürümesine izin vermezsin. Kulunun ölüm çukurunu görmesine izin vermezsin.

Yeş. 53:9-10: Şiddete başvurmadığı, ağzından hileli söz çıkmadığı halde, O’na kötülerin yanında bir mezar verildi, ama öldüğünde zenginin yanındaydı. Ne var ki, RAB onun ezilmesini uygun gördü, acı çekmesini istedi. Canını suç sunusu olarak sunarsa soyundan gelenleri görecek ve günleri uzayacak. RAB’bin istemi onun aracılığıyla gerçekleşecek.

  • PEYGAMBERLİĞİN GERÇEKLEŞMESİ

Mat. 28:1-20: Şabat Günü’nü izleyen haftanın ilk günü, tan yeri ağarırken, Mecdelli Meryem ile öbür Meryem mezarı görmeye gittiler. Ansızın büyük bir deprem oldu. Rab’bin bir meleği gökten indi ve mezara gidip taşı bir yana yuvarlayarak üzerine oturdu. Görünüşü şimşek gibi, giysileri ise kar gibi bembeyazdı. Nöbetçiler korkudan titremeye başladılar, sonra ölü gibi yere yıkıldılar. Melek kadınlara şöyle seslendi: “Korkmayın! Çarmıha gerilen İsa’yı aradığınızı biliyorum. O burada yok; söylemiş olduğu gibi dirildi. Gelin, O’nun yattığı yeri görün. Çabuk gidin, öğrencilerine şöyle deyin: ‘İsa ölümden dirildi. Sizden önce Celile’ye gidiyor, kendisini orada göreceksiniz.’ İşte ben size söylemiş bulunuyorum.” Kadınlar korku ve büyük sevinç içinde hemen mezardan uzaklaştılar; koşarak İsa’nın öğrencilerine haber vermeye gittiler. İsa ansızın karşılarına çıktı, “Selam!” dedi. Yaklaşıp İsa’nın ayaklarına sarılarak O’na tapındılar. O zaman İsa, “Korkmayın!” dedi. “Gidip kardeşlerime haber verin, Celile’ye gitsinler, beni orada görecekler.” Kadınlar daha yoldayken nöbetçi askerlerden bazıları kente giderek olup bitenleri başkâhinlere bildirdiler. Başkâhinler ileri gelenlerle birlikte toplanıp birbirlerine danıştıktan sonra askerlere yüklü para vererek dediler ki, “Siz şöyle diyeceksiniz: ‘Öğrencileri geceleyin geldi, biz uyurken O’nun cesedini çalıp götürdüler.’ Eğer bu haber valinin kulağına gidecek olursa biz onu yatıştırır, size bir zarar gelmesini önleriz.” Böylece askerler parayı aldılar ve kendilerine söylendiği gibi yaptılar. Bu söylenti Yahudiler arasında bugün de yaygındır. On bir öğrenci Celile’ye, İsa’nın kendilerine bildirdiği dağa gittiler. İsa’yı gördükleri zaman O’na tapındılar. Ama bazıları kuşku içindeydi. İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: “Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin; size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.”

  • İsa’nın dirilişi konusundaki başka ayetler: Luka 24:1-11; Elç. İşl. 2:23-36; 13:33-37; 1. Kor. 15:4-6.

İSA’NIN GÖĞE YÜKSELECEĞİNE DAİR PEYGAMBERLİK

Mezm. 110:1: RAB efendime: “Ben düşmanlarını ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur” diyor. “Ayaklarına tabure yapıncaya dek.”

[Düşünmek için bir not: Burada “RAB” kim, “efendim” kim?]

  • PEYGAMBERLİĞİN GERÇEKLEŞMESİ

Luka 24:51: Ve onları kutsarken yanlarından ayrıldı, göğe alındı.

Elç. İşl. 1:9-11: İsa bunları söyledikten sonra, onların gözleri önünde yukarı alındı. Bir bulut O’nu alıp gözlerinin önünden uzaklaştırdı. İsa giderken onlar gözlerini göğe dikmiş bakıyorlardı. Tam o sırada, beyaz giysiler içinde iki adam yanlarında belirdi. “Ey Celileliler, neden göğe bakıp duruyorsunuz?” diye sordular. “Aranızdan göğe alınan İsa, göğe çıktığını nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir.”

KUTSAL KİTAP’TA GEÇEN OLAYLAR, OLAYLARA TANIK OLANLAR TARAFINDAN ONAYLANIR

Yuh. 15:26-27: [İsa elçilerine dedi:] “Siz beni seçmediniz, ben sizi seçtim. Gidip meyve veresiniz, meyveniz de kalıcı olsun diye sizi ben atadım. Öyle ki, benim adımla Baba’dan ne dilerseniz size versin. Size şu buyruğu veriyorum: Birbirinizi sevin!”

  1. Pet. 1:16-18: Rabbimiz İsa Mesih’in kudretini ve gelişini size bildirirken uydurma masallara başvurmadık. O’nun görkemini gözlerimizle gördük. Mesih, yüce ve görkemli Olan’dan kendisine ulaşan sesle, “Sevgili Oğlum budur, O’ndan hoşnudum” diyen sesle Baba Tanrı’dan onur ve yücelik aldı. Kutsal dağda O’nunla birlikte bulunduğumuz için gökten gelen bu sesi biz de işittik.
  2. Kor. 15:3-10: Aldığım bilgiyi size öncelikle ilettim: Kutsal Yazılar uyarınca Mesih günahlarımıza karşılık öldü, gömüldü ve Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden dirildi. Kefas’a, sonra Onikiler’e göründü. Daha sonra da beş yüzden çok kardeşe aynı anda göründü. Bunların çoğu hâlâ yaşıyor, bazılarıysa öldüler. Bundan sonra Yakup’a, sonra bütün elçilere, son olarak zamansız doğmuş bir çocuğa benzeyen bana da göründü. Ben elçilerin en önemsiziyim. Tanrı’nın kilisesine zulmettiğim için elçi olarak anılmaya bile layık değilim. Ama şimdi neysem, Tanrı’nın lütfuyla öyleyim. O’nun bana olan lütfu boşa gitmedi. Elçilerin hepsinden çok emek verdim. Aslında ben değil, Tanrı’nın bende olan lütfu emek verdi.
  • İsa’nın varlığının Kutsal Kitap dışındaki kaynaklarda Antik Çağ tarihçileri tarafından belgelenmesi konusuna Ek I’de Yanlış Anlaşılmış Mesih alt başlığında değinilmiştir.